Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın keskin gözlemlerinin ürünü olan Hakka Sığındık, I. Dünya Savaşı sonrası İstanbul'unda, İspanyol Gribi salgını sırasında yaşanan toplumsal çalkantıları ve ahlaki çöküntüyü çarpıcı bir şekilde ele alan etkileyici bir romandır. Gürpınar, bu eserinde dönemin sosyal panoramasını bir polisin gözünden çizerken, halkın yaşadığı derin yoksulluğu, salgının yıkıcı etkilerini ve bu zorlu koşullarda ortaya çıkan din istismarını ustalıkla işler.
Roman, toplumun en alt kesimlerinden üst tabakalara kadar uzanan geniş bir yelpazede, savaş sonrası İstanbul'un çaresiz insanlarının hayatta kalma mücadelesini anlatır. Gürpınar'ın sivri dili ve gerçekçi tasviri, açlık, hastalık ve ölümle kuşatılmış bir şehirde, dini duyguların nasıl sömürüldüğünü, cehaletin ve umutsuzluğun insanları nasıl yönlendirdiğini gözler önüne serer. Hakka Sığındık, bir yandan salgın hastalığın yarattığı korku ve kaosun portresini çizerken, diğer yandan toplumsal adaletsizliği ve insani zaafları da derinlemesine inceler. Günümüz Türkçesiyle sunulan eser, tarihsel bir döneme ışık tutarken, bugünün okurlarına da kriz zamanlarında toplumsal dinamiklerin nasıl şekillendiğine dair değerli içgörüler sunmaktadır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın keskin gözlemlerinin ürünü olan Hakka Sığındık, I. Dünya Savaşı sonrası İstanbul'unda, İspanyol Gribi salgını sırasında yaşanan toplumsal çalkantıları ve ahlaki çöküntüyü çarpıcı bir şekilde ele alan etkileyici bir romandır. Gürpınar, bu eserinde dönemin sosyal panoramasını bir polisin gözünden çizerken, halkın yaşadığı derin yoksulluğu, salgının yıkıcı etkilerini ve bu zorlu koşullarda ortaya çıkan din istismarını ustalıkla işler.
Roman, toplumun en alt kesimlerinden üst tabakalara kadar uzanan geniş bir yelpazede, savaş sonrası İstanbul'un çaresiz insanlarının hayatta kalma mücadelesini anlatır. Gürpınar'ın sivri dili ve gerçekçi tasviri, açlık, hastalık ve ölümle kuşatılmış bir şehirde, dini duyguların nasıl sömürüldüğünü, cehaletin ve umutsuzluğun insanları nasıl yönlendirdiğini gözler önüne serer. Hakka Sığındık, bir yandan salgın hastalığın yarattığı korku ve kaosun portresini çizerken, diğer yandan toplumsal adaletsizliği ve insani zaafları da derinlemesine inceler. Günümüz Türkçesiyle sunulan eser, tarihsel bir döneme ışık tutarken, bugünün okurlarına da kriz zamanlarında toplumsal dinamiklerin nasıl şekillendiğine dair değerli içgörüler sunmaktadır.
