Akşam (Şiir) - Friedrich Engels

Friederich Engels’ten bir şiir:

 

AKŞAM

 

Bilmem ki, ben daha ne yazayım,

 

Tanrı bilir ya, dağıldı gitti konunun özü,

 

Yine de sayfayı şiirle doldurmam lazım

 

Ağzımdan kerpetenle çekseler bile sözü.

 

Şiirde az şey söylenebilir, ama uzun yazabilir kişi,

 

Bense burlesk kafiyeler düşürmeye döktüm işi.

 

Ancak korkarım, Pegasus öfkeyle şaha kalkar

 

Ve beni kumların üzerine fırlatır atar.

 

Güneş batıyor. Yeryüzünü karanlıklar basıyor,

 

Batıda, bulutun peçesi ardında, açık ve net

 

Günbatımının akkor alameti parlıyor.

 

Günün mezar taşı üzerinde yanan

 

Törensel, kutsal bir ateş önümüze getiriyor,

 

Eskiden çok sevilmiş, değer verilmiş şeyleri

 

Ve artık bizden ırak, ölüp gitmiş şeyleri…

 

Gece yayılıp ilerliyor, yükselip göğe eriyor,

 

Yıldızlarla delik deşik mantosunu, kibarca seriyor,

 

Dünyanın hem uzak hem de yakın topraklarına.

 

Sessizlik egemen. Kuşlar sığınıyor yuvalarına.

 

Orman dibi çalılarına saklanıyor vahşi hayvancıklar.

 

Baş döndüren akşam danslarını bitiriyor tatarcıklar.

 

Hayatın büyüleyici kapısı, gece boyu kilitli,

 

Yaradılışın yedi gününün üçüncüsündeyiz sanki.

 

Bir tek ağaçlar vardı dünyayı süsleyen o zamanlar,

 

Yemyeşil çayırlıklarda otlardı yabani hayvanlar.

 

Yapraklar arasında esen hafif bir rüzgar,

 

Kadim şarkıların sözleriyle hışırdar

 

Ve Kadir-i Mutlağın Ruhu, yeryüzüne sel gibi

 

Yağdırırdı muhteşem şarkıların nağmelerini.

 

Bulut ve yağmurun kanatlarında fırtınayı güder

 

Ebedi genç doğa gücü, sonsuza dek eser gürler, 

 

Bense ciğerlerimden üfürdüm şiirimin kafiyelerini.

 

Friederich ENGELS

 


 

Çeviren: Nadiye R. Çobanoğlu

 

Not: Yar Yayınları’nın Genç Engels'ten Mektuplar kitabından alıntıdır. Her hakkı saklıdır.

Kapat