İspanya İç Savaşı Tarihi: Faşizme, Franco'ya Karşı Direniş ve Cumhuriyetçilere Sovyet Desteği
İspanya İç Savaşı (1936-1939), 20. yüzyılın en önemli ve trajik olaylarından biridir. Bu savaş, sadece İspanya'nın geleceğini belirlemekle kalmamış, aynı zamanda Avrupa ve dünya tarihinin seyrini de etkilemiştir. Üç yıl süren bu kanlı çatışma, demokrasi ve faşizm, devrim ve karşı-devrim arasındaki mücadelenin simgesi haline geldi.
Tarihi Arka Plan
İspanya İç Savaşı'nın kökleri, ülkenin uzun süredir devam eden sosyal ve politik gerilimlerine dayanır. 19. yüzyılın sonlarından itibaren İspanya, monarşi, cumhuriyet ve diktatörlük arasında gidip gelmekteydi.
İkinci Cumhuriyet'in Kuruluşu ve Reformlar
1931'de kurulan İkinci Cumhuriyet, İspanya'yı modernleştirme ve demokratikleştirme vaadinde bulundu. Bu dönem, derin sosyal reformlar ve muhafazakar tepki arasındaki gerilimle karakterize edildi. Önemli reformlar şunları içeriyordu:
- Toprak Reformu: Büyük toprak sahiplerinin arazilerinin bir kısmının kamulaştırılması ve topraksız köylülere dağıtılması planlandı.
- Eğitim Reformu: Kilise'nin eğitim üzerindeki etkisi azaltıldı, laik eğitim teşvik edildi.
- Ordu Reformu: Ordudaki aşırı rütbeli subay sayısı azaltıldı.
- İşçi Hakları: Sendikalaşma hakkı genişletildi, çalışma koşulları iyileştirildi.
- Kadın Hakları: Kadınlara oy hakkı tanındı, boşanma yasallaştırıldı.
Bu reformlar, toprak sahipleri, ordu ve Katolik Kilisesi gibi geleneksel güç odaklarını rahatsız etti ve toplumsal kutuplaşmayı artırdı.
1934 Asturias Ayaklanması
Ekim 1934'te, sol eğilimli madenciler ve işçiler Asturias bölgesinde ayaklandı. Bu ayaklanma, General Francisco Franco komutasındaki ordu birlikleri tarafından şiddetle bastırıldı. Bu olay, ülkedeki gerginliği daha da artırdı ve ileride patlak verecek iç savaşın habercisi oldu.
1936 Seçimleri ve Gerginliğin Tırmanışı
Şubat 1936'da yapılan seçimlerde, sol eğilimli Halk Cephesi (Frente Popular) kazandı. Bu koalisyon, Cumhuriyetçileri, sosyalistleri, komünistleri ve diğer sol grupları içeriyordu. Seçim sonuçları, sağ kesimler tarafından bir tehdit olarak algılandı ve askeri darbe planları hızlandı.
Savaşın Başlangıcı
17 Temmuz 1936'da, General Francisco Franco liderliğindeki milliyetçi kuvvetler, demokratik yollarla seçilmiş Cumhuriyetçi hükümete karşı bir darbe girişiminde bulundu. Bu girişim, ülkeyi hızla iki kampa böldü:
- Cumhuriyetçiler (Loyalistler): Seçilmiş hükümeti destekleyenler, işçi sendikaları, sosyalistler, komünistler ve anarşistler.
- Milliyetçiler (Frankistler): Ordu, Katolik Kilisesi, toprak sahipleri ve muhafazakar kesimler.
Savaşın Seyri
İlk Aşama (1936-1937)
Darbe girişimi başlangıçta tam bir başarı sağlayamadı. Büyük şehirler ve endüstriyel bölgeler çoğunlukla Cumhuriyetçilerin elinde kaldı. Ancak Milliyetçiler, kırsal alanların çoğunu ve önemli askeri üsleri kontrol altına aldı.
Madrid'in Savunması ve "¡No pasarán!"
Madrid'in savunması, savaşın ilk kritik anlarından biriydi. Kasım 1936'da Milliyetçi kuvvetler Madrid'e saldırdığında, şehir büyük bir direniş gösterdi. Bu direniş sırasında, "¡No pasarán!" (Geçemeyecekler!) sloganı, Cumhuriyetçi direnişin sembolü haline geldi.
Komünist lider Dolores Ibárruri (La Pasionaria) tarafından bir radyo konuşmasında kullanılan bu slogan, tüm dünyada yankı buldu. Ibárruri'nin sözleri şöyleydi: "Daha iyidir ayakta ölmek diz çöküp yaşamaktan. ¡No pasarán!"
Madrid'in savunmasında Uluslararası Tugaylar ve Sovyet askeri danışmanları önemli rol oynadı. Sovyet yapımı T-26 tankları ve I-15 avcı uçakları, Cumhuriyetçilere büyük avantaj sağladı.
Guernica Bombardımanı
26 Nisan 1937'de gerçekleşen Guernica bombardımanı, savaşın en çok konuşulan olaylarından biri oldu. Alman Condor Lejyonu tarafından gerçekleştirilen bu saldırı, sivillere yönelik hava bombardımanının korkunç etkilerini gözler önüne serdi.
Bask bölgesindeki bu küçük kasaba, pazar günü bombalandı ve yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Bu olay, modern savaşın sivillere yönelik tehditlerini dünya kamuoyuna gösterdi.
Pablo Picasso'nun ünlü "Guernica" tablosu bu olayı ölümsüzleştirdi. Picasso'nun bu dev eseri (349.3 cm × 776.6 cm), savaşın vahşetini ve sivillerin çektiği acıyı çarpıcı bir şekilde tasvir etti. Tablo, savaş karşıtı hareketin ve barış mücadelesinin simgesi haline geldi.
Orta ve Son Aşama (1937-1939)
Savaş ilerledikçe, Milliyetçiler kademeli olarak üstünlük sağladı. Bu üstünlüğün nedenleri şunlardı:
- Daha iyi organizasyon ve liderlik birliği
- Almanya ve İtalya'dan gelen sürekli askeri destek
- Cumhuriyetçi taraftaki iç çatışmalar ve bölünmeler
1938'de Cumhuriyetçi bölgeler ikiye bölündü ve iletişim hatları kesildi. Aragon Cephesi'nin çökmesi, Cumhuriyetçiler için büyük bir darbe oldu.
Barcelona'nın Düşüşü ve Savaşın Sonu
Barcelona'nın düşüşü (26 Ocak 1939), Cumhuriyetçiler için sonun başlangıcı oldu. Katalonya'nın kaybı, Cumhuriyetçilerin en önemli endüstriyel bölgelerinden birini ve önemli bir liman şehrini kaybetmeleri anlamına geliyordu.
1 Nisan 1939'da Franco, savaşın sona erdiğini ve zaferini ilan etti. Bu, İspanya için uzun bir diktatörlük döneminin başlangıcı olacaktı.
Uluslararası Tepkiler ve Müdahaleler
İspanya İç Savaşı hızla uluslararası bir boyut kazandı. Avrupa'daki ideolojik çatışmaların bir mikrokozmosu haline geldi.
Sovyetler Birliği'nin Rolü
Sovyetler Birliği, Cumhuriyetçilere önemli destek sağlayan az sayıdaki ülkeden biriydi. Bu destek şunları içeriyordu:
- Silah ve mühimmat yardımı: Tanklar, uçaklar ve diğer askeri teçhizat gönderildi. Özellikle T-26 tankları ve I-15, I-16 avcı uçakları, Cumhuriyetçilere önemli bir avantaj sağladı.
- Askeri danışmanlar: Sovyet subayları, Cumhuriyetçi orduya taktik ve stratejik danışmanlık yaptı. Ünlü Sovyet mareşali Kiril Meretskov, danışman olarak görev yaptı.
- Gönüllüler: Binlerce Sovyet vatandaşı, Uluslararası Tugaylar'a katıldı. Bunlar arasında pilotlar, tank mürettebatı ve diğer uzmanlar vardı.
- Uluslararası Tugaylar'ın organizasyonuna destek: Sovyetler, dünya çapından gelen anti-faşist gönüllülerin koordinasyonunda önemli rol oynadı.
- Ekonomik yardım: Sovyetler, İspanya Cumhuriyeti'ne krediler açtı ve ticari anlaşmalar imzaladı.
Sovyet yardımı, Cumhuriyetçilerin savaşın ilk aşamalarında hayatta kalmasında kritik bir rol oynadı. Özellikle Madrid'in savunmasında Sovyet tankları ve uçakları büyük önem taşıdı.
Uluslararası Tugaylar
Uluslararası Tugaylar, dünya çapından yaklaşık 35.000 gönüllüyü bir araya getirdi. Bu gönüllüler arasında yazarlar (George Orwell, Ernest Hemingway), sanatçılar ve işçiler vardı. Tugaylar, faşizme karşı uluslararası dayanışmanın somut bir ifadesi oldu.
Önemli Uluslararası Tugay birlikleri:
- ABD'li Abraham Lincoln Tugayı
- İngiliz ve İrlandalılardan oluşan XV. Uluslararası Tugay
- Fransız Commune de Paris Taburu
- Alman Thälmann Taburu
- İtalyan Garibaldi Tugayı
Bu gönüllüler, savaşın en zorlu cephelerinde savaştılar ve büyük kayıplar verdiler. Örneğin, Jarama Muharebesi'nde (Şubat 1937) Uluslararası Tugaylar, Madrid'in savunmasında kritik rol oynadı.
Batılı Güçlerin Tutumu
Fransa ve Birleşik Krallık gibi Batılı güçler, resmi olarak "Karışmazlık Anlaşması"nı imzaladılar. Bu anlaşma, teoride her iki tarafa da silah satışını yasaklıyordu. Ancak pratikte:
- Almanya ve İtalya'nın Milliyetçilere yardımını engellemedi.
- Sovyetler Birliği'nin Cumhuriyetçilere yardım etmesini zorlaştırdı.
- Cumhuriyetçileri uluslararası izolasyona itti.
Özellikle Fransa'nın, Sovyet silahlarının İspanya'ya ulaşmasını engellemek için sınırlarını kapatması, Cumhuriyetçileri zor durumda bıraktı. Bu durum, savaşın son dönemlerinde Cumhuriyetçilerin yaşadığı lojistik sorunların temel nedenlerinden biri oldu.
Batılı demokrasilerin bu tutumu, "appeasement" (yatıştırma) politikasının bir parçası olarak görülebilir. Bu politika, faşist güçlere taviz vererek büyük bir Avrupa savaşını önlemeyi amaçlıyordu. Ancak sonuçta, İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesini engelleyemedi.
Almanya ve İtalya'nın Müdahalesi
Nazi Almanyası ve Faşist İtalya, Franco'nun Milliyetçi kuvvetlerine açık destek verdi:
- Condor Lejyonu: Alman Hava Kuvvetleri'nin İspanya'da savaşan birimi. Yaklaşık 5.000 Alman personeli içeriyordu ve modern hava savaşı taktiklerini test etti.
- İtalyan Gönüllü Birlikleri: Mussolini tarafından gönderilen yaklaşık 75.000 asker. Bu birlikler, özellikle Guadalajara Muharebesi'nde (Mart 1937) ağır kayıplar verdiler.
- Silah ve mühimmat yardımı: Tanklar, uçaklar ve diğer modern silahlar. Özellikle Alman Junkers Ju 52 nakliye uçakları ve İtalyan Savoia-Marchetti SM.79 bombardıman uçakları, Milliyetçilere hava üstünlüğü sağladı. Ayrıca, Alman Panzer I tankları ve İtalyan L3/35 tankçıkları, kara savaşlarında etkili oldu.
Bu destek, Milliyetçilere önemli bir askeri avantaj sağladı ve savaşın sonucunu büyük ölçüde etkiledi. Aynı zamanda, Nazi Almanyası ve Faşist İtalya için İspanya İç Savaşı, yaklaşan İkinci Dünya Savaşı öncesinde silah ve taktiklerini test etme fırsatı oldu.
Savaşın İç Dinamikleri
Cumhuriyetçi Cephedeki Bölünmeler
Cumhuriyetçi taraf, ideolojik farklılıklar nedeniyle sürekli iç çatışmalar yaşadı:
- Ilımlı Cumhuriyetçiler: Demokratik reformları savunuyorlardı. Başlıca liderleri arasında Manuel Azaña ve Diego Martínez Barrio vardı.
- Sosyalistler ve Komünistler: Daha radikal bir sosyal devrim istiyorlardı. İspanya Komünist Partisi (PCE), Sovyetler Birliği'nin desteğiyle güç kazandı. Önemli figürler arasında Dolores Ibárruri ve Juan Negrín bulunuyordu.
- Anarşistler: Özellikle Katalonya'da güçlüydüler ve merkeziyetçiliğe karşıydılar. CNT (Ulusal Emek Konfederasyonu) ve FAI (İber Anarşist Federasyonu) gibi örgütler, anarşist hareketi temsil ediyordu.
- POUM (Marksist Birleşik İşçi Partisi): Troçkist eğilimli bu parti, SSCB'ye ve Stalin'e karşıydı, George Orwell bu gruba katılmıştı.
Bu bölünmeler, özellikle 1937 Mayıs Olayları sırasında Barcelona'da yaşanan iç çatışmalarda açıkça görüldü. Bu olaylar sırasında, komünistler ve hükümet güçleri, anarşistlere ve POUM üyelerine karşı saldırıya geçti. Bu iç çatışmalar, Cumhuriyetçi cephenin zayıflamasına neden oldu.
Milliyetçi Tarafın Birleşmesi
Franco, çeşitli sağcı grupları tek bir hareket altında birleştirmeyi başardı:
- Falanjistler: Faşist eğilimli bu grup, José Antonio Primo de Rivera tarafından kurulmuştu.
- Karlizm taraftarları: Geleneksel monarşiyi savunan bu grup, özellikle Navarra bölgesinde güçlüydü.
- CEDA (İspanyol Konfederasyonu Özerk Sağ): Katolik muhafazakar bir parti.
- Monarşistler: Alfonsist monarşi yanlıları.
Franco, 19 Nisan 1937'de bu grupları "Falange Española Tradicionalista y de las JONS" adı altında birleştirdi. Bu birlik, Milliyetçilere önemli bir stratejik avantaj sağladı ve iç çatışmaları minimize etti.
Savaşın Kültürel ve Entelektüel Boyutu
İspanya İç Savaşı, dünya çapında sanatçıları ve entelektüelleri derinden etkiledi:
Edebiyat
- Ernest Hemingway'in "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" romanı, bir Amerikalı gönüllünün İspanya İç Savaşı'ndaki deneyimlerini anlatır.
- George Orwell'in "Katalonya'ya Selam" adlı eseri, yazarın POUM saflarında savaşırken yaşadıklarını aktarır.
- André Malraux'nun "Umut" romanı, Cumhuriyetçi hava kuvvetlerindeki deneyimlerini yansıtır.
Görsel Sanatlar
- Pablo Picasso'nun "Guernica" tablosu, savaşın vahşetini ve sivillerin çektiği acıyı çarpıcı bir şekilde tasvir eder.
- Robert Capa'nın fotoğrafları, özellikle "Düşen Asker" adlı ikonik fotoğraf, savaşın gerçekliğini dünyaya gösterdi.
- Joan Miró'nun "Katalan Köylüsü" adlı eseri, savaşın İspanya halkı üzerindeki etkisini yansıtır.
Şiir
- Federico García Lorca'nın trajik ölümü (Milliyetçiler tarafından öldürüldü), İspanya'nın kültürel kaybının sembolü haline geldi.
- Miguel Hernández, "Mermi Izi" adlı şiir koleksiyonuyla savaşın acılarını dile getirdi.
- Rafael Alberti'nin şiirleri, Cumhuriyetçi davaya olan bağlılığını yansıtıyordu.
Bu isimler ve eserleri, savaşın insani boyutunu dünyaya anlatmada önemli rol oynadı ve anti-faşist hareketin kültürel sembollerr haline geldi.
Savaşın Sonu ve Sonuçları
1 Nisan 1939'da Franco'nun zaferiyle sona eren savaş, İspanya için uzun süreli sonuçlar doğurdu:
İspanya'daki Sonuçlar
- Franco diktatörlüğü: 36 yıl süren bir otoriter rejim kuruldu. Bu rejim, muhalefeti bastırdı ve sıkı bir kontrol uyguladı.
- Ekonomik zorluklar: Savaşın yıkıcı etkisi ve uluslararası izolasyon, İspanya ekonomisini derinden etkiledi. 1950'lere kadar süren bir ekonomik durgunluk yaşandı.
- Kültürel baskı: Katalan ve Bask dillerinin kamusal alanda kullanımı yasaklandı. Bölgesel kimliklere yönelik baskılar arttı.
- Siyasi baskı: Muhalif gruplar bastırıldı, binlerce kişi hapsedildi veya sürgüne gönderildi. İdam cezaları yaygın olarak uygulandı.
- Demografik etkiler: Yaklaşık 500.000 kişi ülkeyi terk etti. Bu "sürgündeki Cumhuriyet" önemli bir muhalefet odağı haline geldi.
- Toplumsal travma: Savaş, İspanyol toplumunda derin yaralar açtı ve kutuplaşmayı artırdı. Bu etkiler, Franco'nun ölümünden sonra bile hissedilmeye devam etti.
Uluslararası Sonuçlar
- Faşizmin yükselişi: İspanya'daki Milliyetçi zafer, faşist rejimlerin özgüvenini artırdı ve İkinci Dünya Savaşı'nın zeminini hazırladı.
- Sovyetler Birliği'nin prestiji: Cumhuriyetçilere verdiği destek nedeniyle, Sovyetler Birliği'nin bazı çevrelerdeki itibarı arttı. Ancak, Stalinizm'in olumsuz yönleri de görünür hale geldi.
- "Karışmazlık" politikasının başarısızlığı: Bu politikanın faşizmin yayılmasını engelleyemediği anlaşıldı. Bu durum, ileride uluslararası krizlere müdahale konusunda dersler çıkarılmasına neden oldu.
- İkinci Dünya Savaşının provası: İspanya İç Savaşı, faşist ve sosyalist ideolojilerin çatıştığı bir arena olarak, Nazi saldırganlığının ve yaklaşan savaşın bir öncüsü olarak görülebilir.
- Mülteci krizi: Yüz binlerce İspanyol mülteci, özellikle Fransa'ya sığındı. Bu durum, Avrupa'da mülteci politikalarının yeniden değerlendirilmesine neden oldu.
Sonuç
İspanya İç Savaşı, 20. yüzyılın en trajik ve karmaşık olaylarından biri olarak tarihe geçti. Demokratik güçler ile faşist eğilimler arasındaki çatışmanın bir simgesi haline gelen bu savaş, uluslararası dayanışmanın gücünü gösterirken, aynı zamanda demokrasinin korunması için gerekli olan uluslararası desteğin eksikliğinin acı bir hatırlatıcısı oldu.
Savaşın mirası, İspanya'da ve dünyada uzun yıllar hissedildi. Cumhuriyetçilerin yenilgisi, birçok insan için özgürlük ve demokrasi umutlarının sönmesi anlamına gelirken, Franco rejiminin kurulması İspanya'yı Avrupa'nın geri kalanından izole etti.
Ancak, İspanya İç Savaşı'nın dersleri bugün hala geçerliliğini koruyor. Demokrasinin kırılganlığı, uluslararası dayanışmanın önemi ve ideolojik aşırılıkların tehlikeleri, bu savaşın bize bıraktığı en önemli mesajlar arasında yer alıyor. "¡No pasarán!" sloganı, baskıya ve faşizme karşı direnişin evrensel bir simgesi haline geldi.
Savaşın anısı, barış, özgürlük ve demokrasi için mücadelenin önemini hatırlatmaya devam ediyor. İspanya İç Savaşı, tarihten çıkarılacak derslerle dolu bir olay olarak, gelecek nesillere unutulmaması gereken bir miras bıraktı.
İspanya İç Savaşıyla ilgili Yar Yayınları'ndan çıkmış kitaplar:
İspanya İç Savaşı - No Pasaran 1936-1939
İspanya İç Savaşı, No Pasaran, Faşizm, Antifaşizm, Naziler, Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı,